“Bizim zamanımızda…” diye başlayan cümlelere hepimiz aşinayızdır. Dönemler değişse de söylemler değişmiyor öyle değil mi? Ve anlaşılan o ki bu söylemler ile birlikte dünya var olduğu sürece kuşak farkı ve kuşaklararası çatışmalar da hep var olacak…
Öncelikle kültürel özellikleri bakımından farklılık gösteren dönemleri ve kuşakları tanımak, bu kuşakların özelliklerini anlamak gerekiyor.
- GELENEKSEL KUŞAK (1927-1945 ARASINDA DOĞANLAR)
- BABY BOOMERS (1945-1965 ARASINDA DOĞANLAR)
- X KUŞAĞI (1965-1980 ARASINDA DOĞANLAR)
- Y KUŞAĞI (1980-2000 ARASINDA DOĞANLAR)
- Z KUŞAĞI (2000 SONRASI DOĞANLAR)
Sessiz ve Geleneksel Kuşak
Şu andaki nüfusun yalnızca %7’sini oluşturuyor olsalar da Türkiye’deki Cumhuriyet dönemi dünyada ise ekonomik buhranın yaşandığı kıtlık döneminin çocukları. Herşeyin kıymetini bilip fuzuli harcama yapmayan bu kuşağa mensuplar kısaca UYUMLU kuşak olarak adlandırılıyor.
Çalışmak İçin Yaşayan Baby Boomers Kuşağı
Dünyada insan hakları hareketlerinin başladığı, Türkiye’de ihtilal ve çok partili dönemin hakim olduğu yılların çocukları; en yaşlısı 73, en genci ise 53 yaşında. Özellikle Amerika’da II. Dünya savaşının bitiminde başlayıp 1960 yılı başlarına kadar süren dönemde gelişen ekonomiye de paralel olarak 78.2 milyon bebek doğmuş ve bu yıllar doğum artış hızının tepe yaptığı yıllar olmuş. Bu olay ‘baby boom’ yani bebek patlaması denmiş ve bu dönemde doğanlar da ‘baby boomers’ olarak adlandırılıyor. Teknoloji yaygın olmadığı için işlerini kendi kendilerine yapmak zorunda kalan üretken ve iş sadakatleri yüksek olan bu kuşak kısaca KURALCI kuşak olarak tanımlanıyor.
Yaşamak İçin Çalışan X Kuşağı
Dünyada petrol krizinin baş gösterdiği, Türkiye’de de sol-sağ çatışmalarının ve yoklukların yaşandığı dönemin çocukları; en yaşlısı 53, en genci 38 yaşında. Bu nesil aynı zamanda bir takım icatlara, buluşlara da şahitlik etmiş ve pek çok dönüşüm yaşamış. Dünyaya gözlerini merdaneli çamaşır makinesi, transistörlü radyo ile açtıkları düşünüldüğünde, özellikle teknoloji açısından bilgisayar dönüşümü ve buna bağlı değişen iş yapış şekillerine hayatları boyunca adapte olmaya çalışmışlar. İşte tam da bu nedenle rekabetçi olmayı benimsemiş, LİDER kuşak olarak tanımlanıyor. Bireyselliğin önem kazandığı X kuşağı; kurallara uyumlu, aidiyet duygusu güçlü, otoriteye saygılı, sadık, çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor.
İş Yaşam Dengesi İsteyen Y Kuşağı
Kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği Y kuşağı çocuklarının en yaşlısı 38, en genci ise 18 yaşında. Dünyada Körfez Savaşı ve internet çağının yaşandığı zamanlar, Türkiye’de refah ve kriz dönemleri… X kuşağı gibi yağ kuyruklarını, benzin sıkıntısını yaşamadıkları için hızlı tüketiyorlar. Onlar bağımsız olmayı seviyorlar, özgürlüklerine düşkünler ve iş yaşamlarında da farklılar. Y kuşağı için, iş yaşam entegrasyonu önemli. Çalıştığı ortamda herseyi deneyimlemek isteyen, açık fikirli olan, kuralları ve prosedürleri pek sevmeyen, kişisel gelişimi önceliklendiren profildeler. Y kuşağı kısaca YARATICI kuşak olarak tanımlanıyor. Teknoloji hayatlarında pek çok şeyin simgesi. Kitlesel olanı değil, kişiye özel olanı seviyorlar. Girişimcilik en önemli özellikleri olsa da özgüvenleri bazen aşırıya kaçabiliyor. İş hayatına atılırken CEO olmayı hayal ediyorlar; haksız da değiller hani, daha okurken işini kuranlara bu nesilde sıklıkla rastlamak mümkün.
Daha Durun Bakalım Z Kuşağı Geliyor
Diğer nesillerden farklı olarak, internet ve TEKNOLOJİ ile doğmuş bu çocukların en büyüğü 18 yaşında. Çabuk tüketen bir nesil olarak düşünülüyor. Aynı anda aktif bir şekilde pek çok işe dahil olabilen bir kapasite ve zekaları ile hayranlık uyandırıyorlar. Hayal dünyalarının sınırsızlığı ve cevabı bulunamayan sorular sormaları ile ebeveynlerini oldukça zorluyorlar. Ancak bu avantajlar, uyarıcıların çokluğu nedeniyle dikkat ve konsantrasyon zorluklarıyla dezavantaja da dönüşebiliyor. Onlar, önceki kuşaklardan farklı olarak, ’network’ gençleri. İnsanlık tarihinin bugüne kadar motor beceri senkronizasyonu en yüksek nesli olduklarını söylemek mümkün. Aynı anda dinleme, yorum yapma, facebook, twitter gibi sosyal ağlarda resim, video vs. yayınlama/paylaşma yeteneği harika bir şey olsa gerek… Fakat kendisi konuşurken yüzüne bakmadığını düşünen BB ve X çocukları için bu durum saygısızlık olarak nitelendirebiliyor. Zaten uyuşmazlıklar işte tam da bu noktada başlıyor…
Kabul etmemiz gereken bir durum var ki her kuşağın içinde doğduğu koşullar ister istemez o jenerasyonun hayata bakışını da belirliyor. Farklılıkları anlayışla karşılayarak uyum içinde ilişkiler kurmak gerekiyor.